22 Mart 2009

Mezarda Günebakan

Artık ağzından dökülen herşey yalan,
Kızarmış iğnenin gözüme deyişi,
Yakan ve acıtan sözlerinin,
Döküldüğü heryer toz duman,
Her kelimesi bir alev topu,
Vurduğu kalbimde,
Parçaladığı zihnimde,
Kevgire döndürdüğü,
Yerinden söktüğü,
Aşkımsa yüreğe kalkmaya çalışan,
Yarası gerçek ve derinden acıyan.

Göz yaşı dökmeye ne zaman, ne sabır,
Limanı sulara gömülü bir kasabanın,
Yakamozun ortasında sallanan tek meleği,
Melek gibi ışıldayan direkleri,
Direklerin saplı olduğu gemileri,
Tümden şaşkın ve sahipsiz,
Edaları müzmin ve kederli,
Haritası yırtık ve kaygan,
Zuhur etmiş bir doğa felaketi,
Yani her bakışında kanayan,
Bende bıraktığı,
Yarası gerçek ve derinden acıyan.

En kıymetli mazeretimdin sen,
Sihirli bildiğim ve gizlediğim göz kapaklarıma,
Zihnimle bilediğim bir bıçağa,
Ay ışığında pırıltılı bir tırpana,
Keserken bileklerimi,
Senin gibi fışkıran yüreğimden,
Kan gibi kızıl bir gökyüzüsün,
Son deminde karanlığa gömülüşün,
Öncesinde yansıman denize,
Yağmur olarak üzerime inişinde,
Yüreğimi ıslattığı,
Yarası gerçek ve derinden acıyan.

Artık ağzından dökülen herşey yalan,
Erkin yarılmış bebeğim,
Zihnin bulanık, izbe ve karanlık,
Nezaretime ihtiyacın yok artık,
Ağrıyacak bir derinliğin de,
Senin gibi ışıldayan direklerin,
Direklerin saplı olduğu gemilerin,
Haritaları aklımda artık,
Zuhur eden sen,
Felaket tadında hayatımdan geçen,
Dağılan sen, benim ayakta kalan,
Yarası artık acımayan.

22.03.2009 - Büyük Ada - İstanbul

Hiç yorum yok:

Nostalji

Sözde Şair'in Aşk Hakkındaki Yanılgısı

Ben lisedeyken bir şair: "Birini seviyorsan ve sevdiğin kişi bunu bilmiyorsa sevginin ne anlamı var?" demişti. Bu sözden çok etki...