27 Ocak 2015

Doğasından

Çok üşüdüğünde dünyaya küser misin?
Onun üzerinde yaşamaktan vazgeçer misin?

Omuzlarını acı içinde bıraktığı için güneşi suçlar mısın?
Kış olunca onu özlemez misin?

Bir anda ortadan kaybolunca aydan hesap sorar mısın?
Söver misin bu huyuna? "Yok olsun gitsin o zaman" der misin?

Elini yaktığında ateşi suçladığın oldu mu peki?
Onu ateş yapan maharetini yuhaladığın oldu mu hiç?

Garipsedin mi hiç bir bebeği; avaz avaz ağlıyor diye?
Yüzüne tokatı patlattın mı anlamsızca gülüyor diye?

Peki sen söyle,
Beni böyle suçlaman niye?

Sırtını döner mi bir anne, ona acıların en büyüğünü yaşatan bebeğine?
Sütünü sakınır mı öç almak için?
Aylarca uykusuz bıraktığı için kin tutar mı yavrusuna?
İçten içe uzaklaşır mı hiç?

Peki sen söyle,
Şimdi ben neredeyim, sen nerede?

27.12.2014 - Bakırköy - İstanbul

10 Ocak 2015

Kelimemizin Adı: "Avukat"

"Avukat" & "Ses" & "Voucher" aynı kökten geliyor olabilir mi? :)

"Avukat", Fransızca "avocat" kelimesinden Türkçe'ye geçmiş. Orjinali Latince "advocatus" imiş. Advocatus ise "ad" ve "vocatus" kelimelerinin birleşimi imiş.

"Ad" İngilizce'deki "at desk" gibi yer bildirimi ifadesi."Vocatus" ise çağırmak demek. "Advocatus" bu bağlamda "çağrıda olan", bir başka ifade ile "çağırılan kişi" demek.

Latince'de vox/voc ses demek. "Vocatus" bu kelimeden geliyor. Aynı kelimeden gelen diğer kelimeler "vocalis" (insan sesi), Türkçe'de de kullandığımız "vokal" kelimesinin orjinali. İngilizce'de kelimelerin açıklamalarının listesi anlama gelen "vocabulary" de aynı kökten geliyor.

Bir salto ile tamamlayayım; sınava girmek için eğitim şirketlerinin dağıttığı "voucher" nedir? O da aynı kökten geliyor. "Voucher" eskiden kişinin bir malın sahibi olduğunu gösteren belge için mahkemeye çağırılması demekmiş. Sonraları o belgenin kendisine "voucher" denmiş. Yani "advocatus" taki "vocatus" kelimesi ile aynı "çağırılmak"....

2 Ocak 2015

Kelimemizin Adı: "Fondü"

Günün Kelimesi: Fondü

İngilizce'sini de sıkça kullandığımız Tükrçe'ye çevirisi "Yazı Tipi" diye geçen "font" kelimesi ile restoranlarda tatlı ve yemeklerde kullanılan "fondü" kelimesi arasında bir ilişki var mı diye merak ettim. Yine aynı kelime çıktı. :)

Matbaa için, alfabedeki tüm harfleri içeren tek bir kalıp hazırlanırmış ve bu kalıbın içine metal eritilerek dökülür, sonradan soğumaya bırakılırmış. Bu işleme, Fransızca'da "erimiş sıvıyı kalıba dökme" anlamına gelen fonte denirmiş. "Fonte" aslında erimek anlamına gelen "fondre" kelimesinin geçmiş zaman hali imiş.

"Fondre" kelimesinin mişli geçmiş zamanı olan "fondue" kelimesini de erimiş peynir için kullanılıyormuş. Sonraları eritilerek yenen herşeye fondue (fondü) denir olmuş.

Bu arada yukarıdakileri araştırırken, matbaanın keşfini de tekrar bir gözden geçirdim. Onunla da ilgili kısa bilgi geçeyim;

Bilinen ilk matbaa türevi 1045 - 1048 yıllarında Çinli Bi Sheng tarafından icat edilmiş, 1234'te teknoloji Kore'ye sıçramış. 1377'de Koreliler ilk defa Zen Öğretilerini basmışlar. Bir Alman olan Johannes Gutenberg 1450'de ilk baskıyı Avrupa'da gerçekleştirmiş. 1500 yılı itibarı ile Avrupa'da basılı 20 Milyonunun üzerinde kitap varmış. Osmanlı'nın matbaa ile tanışması İbrahim Müteferrika ile 1729'da olmuş. Müteferrika arapça font dökümü yaparak bu işe başlamış ve ilk baskısı Arapça - Türkçe sözlük olan Vankulu Lügati olmuş.

Nereden baksan, toplumsal olarak kitap okuma şansını, Çinlilerden 700 yıl, Avrupalılardan 250 yıl sonra yakalayabilmişiz...  : /

Nostalji

Sözde Şair'in Aşk Hakkındaki Yanılgısı

Ben lisedeyken bir şair: "Birini seviyorsan ve sevdiğin kişi bunu bilmiyorsa sevginin ne anlamı var?" demişti. Bu sözden çok etki...