24 Mayıs 2008

Algının Yaşamdaki Evrimi Üzerine

Kazanmak ve Kaybetmek Üzerine isimli makalemde, kaybetmişlik ve kazanmışlık takdirimizin geçici olduğunu, yaşam algımız değiştiğinde, geçmişte yaptığımız seçimlerimizi de farklı biçimde değerlendirebildiğimizi netleştirmiştik. Bir insanın, bir anda, kendini hayatı boyunca kaybetmiş veya kazanmış olarak değerlendirebileceğine de değinmiştik. Bu bağlamda insanın omuzlarındaki yükün kişinin seçimlerini algılayışına bağlı olarak ya ağırlaştığını veya hafiflediğini söylemiştik.

Bu makalemden sonra, arkadaşlarımla yaptığım tartışmalar sonucunda, bu algısal evrimin sadece kaybetmek ve kazanmak için olmadığını, topyekün doğrular ve yanlışlar için de olduğunu farkettim. Bununla da kalmıyor, avantaj ve dezavantajlar için de, fırsatlar ve tehditler için de durum aynıydı.

İnsanın o anki ruh-u haliyesi nasılsa, insan dünyayı nasıl görmek istiyorsa, dünyayı öyle görüyor. Bu bağlamda, olaylar, ortam ve kısa süre önce yaşanan şeyleri baz alarak o anda bir karar veriyor; intahar ediyor, o anda karar veriyor; işinden istifa ediyor, o anda karar veriyor; erken uyumaya karar veriyor, o anda karar veriyor; umursamıyor.

Oysa yaşamın ilerleyen evrelerinde, bir dönem için verdiği o kararın doğru, bir dönem için de verdiği o kararın yanlış olduğunu düşünüyor. Hep bir döngü içinde evrile evrile yaşıyor insan. Seçimler insanı hayatı boyunca takip ediyor ve dönem dönem renk değiştiriyor.

Sanırım yaşamı ilginç ve keyifli kılan şey bu. Yaşamaktan vazgeçenler de bunu bir şekilde algılayamayanlar. Büyük konuşmuş da olabilirim ama böyle görünüyor.

Dinçer Özturan 23.05.2008

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Algı evrim geçiriyor garip. Yalnızlıkla başbaşa özgür kaldığını düşünürken İnsan, zamanla bir de bakıyor ki yaşamışlıklarının özlemine tutsak ediyormuş aslında kendini. Ya da mis rüyasının o olduğuna öylesine saplanarak silerken vefasını defterinden bir gün geliyor ki ne görsün kabusmuş aslında o, kendisizlik kaplatan benliğine!

Nostalji

Sözde Şair'in Aşk Hakkındaki Yanılgısı

Ben lisedeyken bir şair: "Birini seviyorsan ve sevdiğin kişi bunu bilmiyorsa sevginin ne anlamı var?" demişti. Bu sözden çok etki...