İnsanlar soruyorlar;
- Bu kadar çok şeyi öğrenip ne yapacaksın?
- Mezara mı götüreceksin?
Bunu söyleyen arkadaşlarımdan şunu öğrendim:
"Bazı insanlar bilgiyle ne yapacaklarını ve bilgiyi nasıl kullanacaklarını bilmiyorlarmış."
Bu nedenle öğrenmeyi anlamsız ve zaman kaybı olarak görüyorlar.
Nasıl kullanacağını bilmediği bilgiyi doğal olarak öğrenmek istemiyor.
Anlatsan da dinlemiyor.
Dinlese de öğrenmiyor.
Fatih Sultan Mehmet'in eline bir ipad versek ne olurdu?
Onunla ne yapacağını bilmediği için masaya bırakacaktı.
Belki bir daha hiç elini sürmeyecekti.
Bilginin, ipad'den farkı yok.
Kullanmayı bilmemek, onu anlamsız ve işe yaramaz kılmaz;
Sadece sana bir mesaj, bir davetiye verir,
Yeni birşey öğrenmek için fırsatın ayağına geldiğini gösterir.
Sana ileriye adım atmak için bir bir ışık sunar, yolunu açar.
İpad'i masaya koyduğun an, o ışığı söndürürsün.
Hayatın bir köşesini daha karanlık bırakırsın.
Sadece kullanmayı bildiğin bilgilerle yaşarsın.
Kimse kimseye cahil demesin. Ben demem; diyemem.
Örneğin, kimse bir devlet büyüğü ile alay etmesin, teknoloji bilmiyor diye.
Sen ne biliyorsun ki? Biliyorsun da ne oluyor?
Kimse bir adamla dalga geçmesin, Allah'ı bilmiyor diye;
Sen ne biliyorsun ki? Biliyorsun da ne oluyor?
Kimse bir kadını hor görmesin, okuma yazma bilmiyor diye;
Sen ne biliyorsun ki? Biliyorsun da ne oluyor?
Kimse Fatih'le dalga geçmesin, ipad'i kullanamıyor diye;
Sen ne biliyorsun ki? Biliyorsun da ne oluyor?
Bazıları hızını alamıyor ve bana bir de şunu diyor:
- Hayat kısa, bırak bunları; hayatını yaşa!
Bazı insanların, bilgiyi nasıl kullanacağını bilmediği için, yeni birşey öğrenmek istemediğini anladık.
İnsan birşeyi neden yapar ki; Ya işine yaraması gerekir, ya da hoşuna gitmesi.
O zaman ikinci birşey daha öğrendim arkadaşlarımdan:
"Bazı insanlar öğrenmekten hoşlanmıyorlarmış, yeni şeyler öğrenirken eğlenmiyorlarmış ve öğrenirken hayatı yaşamadıklarını hissediyorlarmış."
Bebekken birisinin yüzünü elleri ile kapayıp,
Sonra açıp "cii aaaaa" demesini,
Biraz büyüdükten sonra da saklambaç oynamayı hep sevdim.
Kapalı bir kutuyu açmak gibisi yoktur;
hele içinde başka bir kapalı kutu varsa;
kalbim küt küt atar; meraktan kudururum.
Öğrenmek böyle birşey; sürekli oyun oynamak gibi, sürekli saklambaç oynamak gibi.
Bu yüzden yeni insanları tanımaya bayılırım,
Yeni yerleri görmeyi,
Yeni şarkılar bulmayı,
Yeni kitaplar okumayı.
Yeni sistemleri kurcalamayı severim.
Ama aralarında en güzeli,
Bir bilginin peşine takılıp, karanlık bir kuyuya inmek ve yepyeni birşey keşfetmektir. "Ahaa" demektir. Bundan daha eğlenceli, daha dolu dolu birşey hayal edemiyorum.
Sağolun arkadaşlarım,
..ama bundan daha güzel bir hayat; ben bilmiyorum.
Çok şükür.