29 Ekim 2008
Cumhuriyet
Benden yaşça çokça büyüksün. Yani bir nevi dedemsin ve büyüğümsün. Ama farketmez benim dostumsun. Görünen o ki, sen bir lidersin; arkandan milyonları sürükleyensin. Ben de arkandayım; yürüyorum, adına gözlüyorum. Her liderin olduğu gibi senin de yalakaların, gösteriden hoşlanan, cümbüşlü aşıkların var. Her liderin olduğu gibi senin de arkandan sessizce gelen ama diğerlerinden çok daha kuvvetli, inançlı ve ihtiraslı koruyucuların var. Sen hangisini seversin bilmiyorum ama ben orada bir yerdeyim bilesin. Her liderin olduğu gibi sen mi güruhun koruyucususun, yoksa güruh mu senin koruyucun belli değil; kim daha güçlü ki, diğerini korusun? Biz daha güçlüyüz ancak biz olduğumuzda. Her liderin olduğu gibi senin de düşmanın çok, rakibin bol. Sıkmıyorsun canını, biliyorsun biz sana, sen bize aitsin. Birbirimizi yüceltmeye gerek yok, yaşattıkça yaşayabiliriz; biliyoruz ve ilerliyoruz. Dostum, doğum günün kutlu olsun...
20 Ekim 2008
Zamanı Alt Etmek
Bir dağa çıkmak için en geç vakit nedir sizce?
Sabah mı yola çıkmak gerek ille de?
Öğlene kadar uyusak,
Kalkıp ballı zeytinli bir kahvaltı yapsak,
Sonra yavaş yavaş yola çıksak,
Dağa çıkacağımızı bilerek, inanarak çıksak.
Hatta kahvaltıdan sonra,
Yola çıkmadan önce,
Biraz kitap okusak,
Biraz odun kırsak,
Terlesek ve duş alsak,
Serinde bir sandalyeye otursak,
Gözlerimizi yumsak,
Hayal kursak,
Saçlarımızı kıvırsa rüzgar,
Beklesek birkaç saat,
Sonra yavaştan doğrulsak,
Akşam sefaları kokularını bırakırken tenhaya,
Arılar dönerken yuvalarına,
Papatyalar yüzlerini dönerken birbirlerine,
Biz yola çıksak.
Dağa çıkmanın saati yoktur aslında,
Çıkmaya cesaretiniz olsun.
Yaşama gönlünüz olsun.
Dağa çıkmanın saati yoktur,
Yeter ki yola çıkmaya cesaretiniz olsun.
20.10.2008 - Kalamış.İstanbul
Sabah mı yola çıkmak gerek ille de?
Öğlene kadar uyusak,
Kalkıp ballı zeytinli bir kahvaltı yapsak,
Sonra yavaş yavaş yola çıksak,
Dağa çıkacağımızı bilerek, inanarak çıksak.
Hatta kahvaltıdan sonra,
Yola çıkmadan önce,
Biraz kitap okusak,
Biraz odun kırsak,
Terlesek ve duş alsak,
Serinde bir sandalyeye otursak,
Gözlerimizi yumsak,
Hayal kursak,
Saçlarımızı kıvırsa rüzgar,
Beklesek birkaç saat,
Sonra yavaştan doğrulsak,
Akşam sefaları kokularını bırakırken tenhaya,
Arılar dönerken yuvalarına,
Papatyalar yüzlerini dönerken birbirlerine,
Biz yola çıksak.
Dağa çıkmanın saati yoktur aslında,
Çıkmaya cesaretiniz olsun.
Yaşama gönlünüz olsun.
Dağa çıkmanın saati yoktur,
Yeter ki yola çıkmaya cesaretiniz olsun.
20.10.2008 - Kalamış.İstanbul
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Nostalji
Sözde Şair'in Aşk Hakkındaki Yanılgısı
Ben lisedeyken bir şair: "Birini seviyorsan ve sevdiğin kişi bunu bilmiyorsa sevginin ne anlamı var?" demişti. Bu sözden çok etki...
-
İçten içe hep düşünmüştüm, bugüne nasip oldu... Yapay zekaya şunu sordum: Atatürk " Ne mutlu türküm diyene " demek yerine " ...
-
Günün Kelimesi: Mert Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim: İngilizce'deki Mortal (Ölümlü) kelimesi ile Mert aynı kökten geliyor. ...
-
Hem arkadaşlarımla yaptığım tartışmalar, hem de bu site üzerinde yayınladığım şiirlere aldığım yorumlar üzerine sanat eserlerinin yorumlanma...